27 Ocak 2008 Pazar

EMRAH HITS!

Bu arada evimize gelen her misafire yaptigim iskenceyi size de yapacagim :)
Kisisel olarak sevdigim, dinledigim sarkilarin youtube linklerini verecegim. Ne anlami mi var? Buraya girip okuyorsunuz ya yazdiklarimi,eminim ki ne dinlerim, ne dusunurum merak ediyorsunuzdur ondan, sizin icin yani :)



Video'yu bosverin bu sarkiyi cok severim.



Bu da son zamanlarda en cok dinledigim sarkilardan.



Bu sarki, Mezdeke'den sonraki en hit Arapca sarkim. :p
Saka bi yana cok seviyorum melodisini.


Vee iste son zamanlarin en tempolu kral sarkisi;



Sanirim cok kopya var icinde baska sarkilardan ama super bence!


Neyse bu kadar halk isi yeter yavas yavas beni daha entellektuel gosteren tercihlerime gecelim :) (tum bunlari ayni adam dinler mi demeyin, onyargisiz bakinca neler dinliyo insan valla)



Bu melodiyi kesintisiz 4-5 saat dinleyebilirim. Melodilerin herbiri, gecisler, icice farkli duygular, mukemmel bir kombinasyon bence. (biraz daha entellektuel gorunebildim mi?)



Bu kadar mi etkileyici bir giris olur? Inanilmaz keyifli...



Bu adam muthis! Henuz begenmedigim hicbir parcasi olmadi desem hic abartmam. Bu melodinin tempo giren kismina kadarini calabilmek icin sanirim 1 ay calistim. Ama calabiliyorum :) Tempodan sonraki kismi ise zamaninda Ugur Dundar'in Hodri Meydan programinin jenerigiydi. Noolur sonuna kadar dinleyin pisman olmayacaksiniz.



Fazil Say'in cok basarili bir calismasi. Asik Veysel'in Kara Toprak'indan bir derleme

Neyse simdilik bu kadar, aklima geldikce begendigim muzikleri eklerim :)

Bir Pazar daha bitti...

Bir pazari daha bitiriyoruz. Fransizca calismak icin kendime soz verdigim ancak her zamanki gibi internet vs. derken tum gunu tukettigim bir pazar oldu. Avrupa'nin baskenti olan sehrimizde pazarlari her yer ama her yer kapali oldugu icin gercekten cok renksiz oluyor bugun bu ulkede. Offf her zamanki gibi sikayet ediyorum hayatimdan, uzatmayacagim bu sefer.

Kucuklugumde pazarlardan tam anlamiyla nefret ederdim. Ertesi gun okula gidecek olmanin da otesinde baska sevimsizlikleri vardi pazarlarin benim icin. Annem her pazar evde bastan asagi temizlik yaptigi icin once elektrikli supurge sesi ve kokusu, hemen arkasindan devrilmis koltuklar ve yerlerin silinmesi fasli... Sonra da yikanma iskencesi gelirdi. Off nasil da nefret ederdim yikanmaktan, bir keresinde annem beni banyoya kilitlemisti yikanmamakta asiri israr edince. O cocuk nasil oldu da simdi en az gun asiri yikaniyor ben de inanamiyorum (boyle yaziyim da tanidiklar tiksinmesin benden). Off bi de kis mevsimiyse iyice kacardim yikanmaktan. Usurdum banyodan cikinca cunku. Eviniz eskiden sobali idiyse bilirsiniz o evlerin ortamini, sobanin yandigi oda isinir digerleri hala buz gibi olur. Bizde salondaydi soba ve diger tum odalar buz gibi olurdu. Ustumu giyinmek icin odaya gittigimde tek kelimeyle donardim o 10 dk boyunca. Bi de onurlu bir cocuktum ben cok :) annem disinda kimsenin onunde soyunup giyinmezdim. Babami bile cikarttirirdim giyinecegim yerden(dusundum de 7-8 yasinda bir cocuk icin hakikaten cok prensipliymisim). Neyse konumuz pazarlardi; iste ev temizligi, elektrikli supurge sesi, yikanma iskencesi derken herseyden sonra hftsonu odevleri gelirdi. Hayatta bu tip calisma meselelerinde hep son dakikayi bekleyen bi adam oldugum icin pazar geceleri benim ders yapma gunum olurdu ayni zamanda. Daha ne olsun iste, pazarlardan nefret etmek icin cok nedenim var iste gordugunuz uzere. Ama aslinda dogruyu soylemek gerekirse artik eskisi kadar nefret etmiyorum. Bi kere temizlik gunu pazar degil artik evde herseyden once(esim sagolsun) sonra yikanmaktan da nefret etmiyorum artik, kaldi ki evimiz de kaloriferli usumem de eskisi gibi. Ha ha en onemlisi ise gitmeden once yapmam gereken bir odev de yok! Ama hala cumartesiler favorim. Sanirim bircok insan icin de oyle. Hem burada ctesi gunleri magazalar da acik, o da iyi bisey tabii. Offf yaz yaz uzattim yine, kusura bakmayin. Bakalim yarina da bir kulp bulabilecek miyim?

25 Ocak 2008 Cuma

SELAMLAR!

Herkese merhaba,

Kim bu herkes, kaç kişidir bilmiyorum ya neyse! Artık okursanız beni daha da teşvik için bir iki yorum yazarsınız herhalde :) Benim de bir fikrim olur kimse bakıyo mu yazdıklarıma diye.

Aslında aklımda Brüksel'de yaşadıklarımla ilgili birşeyler yazmak var. Buraya gelmeden önce içimden hep 'Aman bu giden Türkler de bi yabancı dil öğrenemiyorlar be kardeşim, bi de hep Avrupalıları eleştiriyorlar, birlikte yaşayamıyorlar, oysa ben İstanbul'da doğmuş büyümüş adamım, gitsem hiç yadırgamam, ne de olsa ben de Avrupa kültürüyle büyüdüm, çatır çatır onlarla da sosyal bir yaşam kurabilirim' derdim. Ha ha nerdee! İlk geldiğim günler ciddi bir şevk vardı içimde her öğlen yemeğe gidiyordum bölümümdekilerle, o zamanlar kendi kendime 'ahan da işte böyle entegre olunulunulur' :p diyodum falan ama bi yandan da sıkılıyodum (kutup ayısı hesabı, anasını satiim üşüyorum ben yaa demiş ya fıkrada -bilmeyenlere anlatamıycam şimdi konu başka çünkü-).

Neyse, oturuyosunuz 10 kişi - ama abartısız nerdeyse 10 kişi varız yani-, kardeşim insan bu kadar mı sohbetten yana moron olur yaw? 40dk oturuyoruz, toplasan 5dk konuşulan süre var. 35dk birbirinin suratına bakmak ve yemeğini yemekle geçiyor sadece. İlk birkaç gün tabi ben de onları keşfetçem ya 'Hftsonu naaptın?' muhabbeti yapıyorum, bir iki derken artık anladım neler yaptıklarını ama durduramıyorum ki! Hep 'Hftsonu naaptın?', başka konu yok, vallahi de yok billahi de yok. Meğer bunlar sadece bunu konuşurmuş(başkalarının deneyimleriyle tescillidir bu konu) Hftsonu seçim oldu bir keresinde, yok yaw bi kişi de diğerine aha bizimkiler kazandı sizinkinden naber muhabbeti yapmıyo! Tabi maç seyreder gibi seçim gecesi sandık açılışlarını izleyen bir kültürden gelince anormal geliyo bu durum (gerçi belki de bunlarınki normaldir diyo bir yanım ama kurcalamayalım bunu çok derin) Neyse baktım böyle olacak gibi değil ben bir iki konu açayım dedim. Girdim Avrupa Birliği-Türkiye ilişkilerinden, Kıbrıs sorununa, Yunanistan ilişkilerine... Ama yok adamlar dinliyo dinliyo, arada bildiği trişkadan iki laf varsa bi iki sivrinin, bi laf sokuyo bana, gerisi yok. E tartışalım, ben de bi laf sokiyim be dur kardeşim... yok uzatmıyo adamlar konuyu... Artık bunaldım, sinir oldum vallahi derkeeen......

Tam da o dönemde şirketteki Türk kitleyi keşfetmeye başladım Allahtan :)

Meğer bütün Türkler bu prosesten geçermiş te benim haberim yokmuş iyi mi? Neyse artık Fenerdi, Beşiktaştı, 8-0'dı, Tayyipti Baykaldı, Kıbrısı verdin aldın derken öğlen yemeklerim süper dolu geçiyo. (süper doludan kastım elbette bahsi geçen derin mevzulardır!)

Neyse özetle, hiç kendinize güvenmeyin Türkiye'de yaşayan Avrupa kültürlü arkadaşlar! Buraya gelince insan Doğulu olmanın özelliğini daha iyi bir hissediyor. Kulakları tırmalayan 'doğulu olma' kavramının aslında ne kadar güzel birşey olduğunu yaşıyor. En muhabbet ettiğim adam bile 'Doğu' Avrupa'dan o kadar diyim yani. Bir iki tane tip var ortalıkta sadece Avrupalılarla takılan, bir ara gidip soracam kardeş nasıl yapabiliyorsun bunu diye... Ben mi anormalim anlamadım ki! Tarkan falan da dinliyorum yani Avrupalı sayılırım aslında bayaa...
 
Clicky Web Analytics