25 Ocak 2008 Cuma

SELAMLAR!

Herkese merhaba,

Kim bu herkes, kaç kişidir bilmiyorum ya neyse! Artık okursanız beni daha da teşvik için bir iki yorum yazarsınız herhalde :) Benim de bir fikrim olur kimse bakıyo mu yazdıklarıma diye.

Aslında aklımda Brüksel'de yaşadıklarımla ilgili birşeyler yazmak var. Buraya gelmeden önce içimden hep 'Aman bu giden Türkler de bi yabancı dil öğrenemiyorlar be kardeşim, bi de hep Avrupalıları eleştiriyorlar, birlikte yaşayamıyorlar, oysa ben İstanbul'da doğmuş büyümüş adamım, gitsem hiç yadırgamam, ne de olsa ben de Avrupa kültürüyle büyüdüm, çatır çatır onlarla da sosyal bir yaşam kurabilirim' derdim. Ha ha nerdee! İlk geldiğim günler ciddi bir şevk vardı içimde her öğlen yemeğe gidiyordum bölümümdekilerle, o zamanlar kendi kendime 'ahan da işte böyle entegre olunulunulur' :p diyodum falan ama bi yandan da sıkılıyodum (kutup ayısı hesabı, anasını satiim üşüyorum ben yaa demiş ya fıkrada -bilmeyenlere anlatamıycam şimdi konu başka çünkü-).

Neyse, oturuyosunuz 10 kişi - ama abartısız nerdeyse 10 kişi varız yani-, kardeşim insan bu kadar mı sohbetten yana moron olur yaw? 40dk oturuyoruz, toplasan 5dk konuşulan süre var. 35dk birbirinin suratına bakmak ve yemeğini yemekle geçiyor sadece. İlk birkaç gün tabi ben de onları keşfetçem ya 'Hftsonu naaptın?' muhabbeti yapıyorum, bir iki derken artık anladım neler yaptıklarını ama durduramıyorum ki! Hep 'Hftsonu naaptın?', başka konu yok, vallahi de yok billahi de yok. Meğer bunlar sadece bunu konuşurmuş(başkalarının deneyimleriyle tescillidir bu konu) Hftsonu seçim oldu bir keresinde, yok yaw bi kişi de diğerine aha bizimkiler kazandı sizinkinden naber muhabbeti yapmıyo! Tabi maç seyreder gibi seçim gecesi sandık açılışlarını izleyen bir kültürden gelince anormal geliyo bu durum (gerçi belki de bunlarınki normaldir diyo bir yanım ama kurcalamayalım bunu çok derin) Neyse baktım böyle olacak gibi değil ben bir iki konu açayım dedim. Girdim Avrupa Birliği-Türkiye ilişkilerinden, Kıbrıs sorununa, Yunanistan ilişkilerine... Ama yok adamlar dinliyo dinliyo, arada bildiği trişkadan iki laf varsa bi iki sivrinin, bi laf sokuyo bana, gerisi yok. E tartışalım, ben de bi laf sokiyim be dur kardeşim... yok uzatmıyo adamlar konuyu... Artık bunaldım, sinir oldum vallahi derkeeen......

Tam da o dönemde şirketteki Türk kitleyi keşfetmeye başladım Allahtan :)

Meğer bütün Türkler bu prosesten geçermiş te benim haberim yokmuş iyi mi? Neyse artık Fenerdi, Beşiktaştı, 8-0'dı, Tayyipti Baykaldı, Kıbrısı verdin aldın derken öğlen yemeklerim süper dolu geçiyo. (süper doludan kastım elbette bahsi geçen derin mevzulardır!)

Neyse özetle, hiç kendinize güvenmeyin Türkiye'de yaşayan Avrupa kültürlü arkadaşlar! Buraya gelince insan Doğulu olmanın özelliğini daha iyi bir hissediyor. Kulakları tırmalayan 'doğulu olma' kavramının aslında ne kadar güzel birşey olduğunu yaşıyor. En muhabbet ettiğim adam bile 'Doğu' Avrupa'dan o kadar diyim yani. Bir iki tane tip var ortalıkta sadece Avrupalılarla takılan, bir ara gidip soracam kardeş nasıl yapabiliyorsun bunu diye... Ben mi anormalim anlamadım ki! Tarkan falan da dinliyorum yani Avrupalı sayılırım aslında bayaa...

4 yorum:

Yesim dedi ki...

Hahah kendi adına konuş aşkım, ben gayet entegre oldum kendime fransızca blog bilem açtım, naber?!
Güzel güzel, hadi bakalım hayırlı olsun, yazılarının devamını bekliyoruz(biz kimiz ben de bilmiyorum), biraz da çektiğin o güzel fotograflardan koy da şu sıkıcı avrupalılardan sonra içimiz açılsın :)

Adsız dedi ki...

Yesim'in son yazisinda birakilan yorumdan gorunce dikkatimi cekti gireyim dedim;
blog ismi cok guzel, gayet basit ama yaratici
giris yazisi daha da guzel. hele, tr'de yasayan avrupali turklerin buralarda dogulu olmasi kim ne derse desin hepimizin hissettigi bir durum.
ciftin arasina girdim galiba yanlislikla ama biz derken kalabali, gozuksun diye.
merak ettim bu blogun devamini

Adsız dedi ki...

emrahcim enistecim :) yesimin sayfasinda gordum linki bir goz atayim dedim super yazmissin :) sizin kadar uzun sure kalmak firsatim olmadi avrupa da ama epey gidip gelmisligim var biliyorsunuz, o yuzden seni gaaayet iyi anliyorum :)dogulu olmak guzel be yaw :)
kendine iyi bak, tabi yesimcigime de iyi bak :)
nazisko

Adsız dedi ki...

:)
Emrahcım cok sana yakışan bir blog olmuş...
Samimi, içten, sıkıcı....
Sonuncusu intikamım! Sıkılmadan tek solukta okudum neredeyse iki yazını da! :P

Sen gerektiginde adım atıyorsun! Yani Fransızca çalışmanı engelleyen şey bence Fransızca öğrenmenin sana cazip ve de zevkli gelmemesi yanısıra öncelikle çok gerekli gelmemesi olmalı bence!

Seni tanıyabildigim kadarıyla boyle düşünüyorum! Kaldı ki seni bu hayatta ailen dahil çok iyi tanıyan birkaç kişiden biri olduğuma da eminim! ;-)

Blog'unda bahsettigin herkesten biri de benim! :) Bilgin olsun!

SevgileR...EyLeM

 
Clicky Web Analytics